Migren Botoksu Nedir?

Migren Nedir?

Başın tek bir bölgesinde oluşan ağrı, diğer bir adıyla ‘hemikrania’ yani bir başın yarısının ağrıması anlamına gelen migren ağrısı son dönemlerde oldukça artmıştır. Nörolojik bir rahatsızlık olan migren, kadınlarda, erkeklere nazaran daha fazla görülür. Migren ağrısının yüzdelik ayrımı kadınlarda %20 iken erkeklerde %8 oranındadır. Toplum geneline bakıldığında ise toplumun %90’ını kapsayan bu ağrının bazen günlerce sürdüğü de görülmektedir.

Kişilerin yaşam kalitesini etkileyen ağrı için son dönemlerde daha fazla uygulanmaya başlayan “migren botoksu” tedavi yöntemi de ortaya çıkmıştır.

İçindekiler

Belirtileri Nelerdir?

Baştaki ağrı süresi boyunca kişide bazı belirtiler de ortaya çıkmaktadır. Bu belirtileri, mide bulantısı, göz kararması, baş dönmesi, ışığa karşı bir hassasiyet oluşumu, denge bozuklukları, seslere karşı oluşan aşırı hassasiyet gibi ayrıştırabiliriz.

Migren ağrısı yaşayacak kişilerin neredeyse %70’inin bedeni ağrı başlamadan önce, ağrının başlayacağına dair belli başlı sinyaller vermeye başlar. Bu sinyaller aşağıdaki gibi sıralanabilir;

  • Görme kabiliyetinde sıkıntılar
  • Konuşma kabiliyetinde aksamalar
  • Motor becerilerde tam sonuç alamama
  • Duyusal bir bozukluk

Tedavisi Nedir?

Migren tedavisi olarak öncelikle kişinin bu migren ataklarını her an yaşayabileceğini bilerek, yaşamına ona göre devam edebilmesini sağlamaktır. Çevresel faktörler migreni tetikleyebildiği için, birey bu tetikleme durumlarını kendinde fark etmeli ve bu durumlardan kaçınmalıdır. Ancak hava durumlarında değişiklik gösteren ani basınçların ortaya çıkarabileceği migren ağrılarından kaçış yoktur.

Ağrı yaşayan bireyler, hayatlarında yaşadıkları stresli dönemlerin sonunda da bir baş ağrısıyla karşı karşıya kalırlar. Bu noktada iyi bir stres yönetimi eğitimi alınması kişiyi rahatlatmaya yardımcı olur.

Doktor kontrolü ile alınan ilaçların bazıları ağrının şiddetine göre hafif kalabilir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında yine doktor kontrolü ile ilacın dozu veya miktarı arttırılabilir.

Ağrı yaşayan bireylerin hayatları bir rutinde olmalıdır. Rutin dışına çıkıldığında baş ağrısının ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Düzenli beslenme, dengeli uyku, sağlıklı beslenme dikkat edilmesi gereken noktaların yine başında gelmektedir.

Migren ağrısı yaşayan kişiler bir diğer bir çözüm olarak migren botoksuna başvurabilirler.

Migren Botoksu Nedir?

Küçük iğnelerin kullanılarak gerçekleştirildiği bu tedaviye migren botoksu denir. Tesadüfen bulunan ve üzerinde hala geliştirmelerin yapıldığı bu tedavi beyindeki ağrıya sebep olan sinirleri etkiler ve bu sinirlerin ağrıya sebep olan salgılamaları yapmasını engelleyerek migren ağrısını baştan önler. Genellikle şakaklara, alına, boynun belli bölümündeki kaslara, başın arka kısmına botoks enjekte edilerek yapılan bu işlem yüksek oranda çözüm sunmaktadır. Botoks tedavisi ile kaslar düzenli ve sağlıklı çalışmaya başlayarak ağrıların bitmesi sağlanır.

Migren Botoksunu Kimler Yaptırabilmektedir?

Kişilerin hayat kalitesini etkileyecek düzeylerde yaşadığı ağrı, artık kronikleşmiş ise, kişinin atağı 10 gün süreyi aşıyorsa, bir ay içerisinde en az iki defa atak geçiriyor ise, botoksunun yapılmasına engel olacak belirli bir sağlık problemi yok ise, hamile değil ise, emzirme döneminde değil ise kişilere botoks yapılabilir. Ancak her hastalık ve tedavi sürecinde olduğu gibi öncelikle bir nöroloji uzmanlığı alanındaki doktorunuzun sizi görüp, bazı testler, muayeneler ve tahliller yaparak buna karar vermesi gerekir. Yapılan kontroller sonucunda doktorunuz bu tedaviye sizi uygun görür ise, bu tedaviyi uygulayabilirsiniz.

Migren Botoksunun Yan Etkileri Var Mıdır?

Migren botoksunun mutlaka uzman hekimler tarafından yapılması gerekmektedir. Doktorunuz yaptığı test ve tahlil  sonucunda sizin bu işlem için uygun olduğunuz kanısına varmış ise işleme başlanmalıdır.

İşlemin yapılacağı bölge iyice temizlenmesinin ardından steril bir şekilde işlem uygulanmalıdır. Eğer steril bir şekilde uygulama olmaz ise enfeksiyon kapma durumu söz konusudur.

Ancak bunun dışında botok işleminin çok ciddi yan etkileri bulunmamaktadır. İşlem gerçekleştikten sonra meydana gelme ihtimali olan belirtiler şu şekildedir;

  • İşlem yapılan bölgede hafif kızarıklık oluşması,
  • İşlem yapılan bölgede bir şişlik oluşması,
  • İşlem yapılan bölgede yanma meydana gelmesi,
  • İşlem yapılan bölgede hafif ağrıların oluşması,
  • İşlem yapılan bölgede morarma oluşması,
  • İşlem yapılan bölgenin alerjik reaksiyon göstermesi

Bu belirtiler çok ciddi belirtiler olmamak ile birlikte yine de doktorunuza başvurmanız gerekmektedir. Doktorunuzun işlem gören bölgeyi görerek size çözüm yolu sunmasında fayda vardır.

Herhangi bir sağlık probleminiz olduğunda öncelikle uzman bir hekimden lütfen destek alın.

Picture of Op. Dr. Özgür Oktay Nar

Op. Dr. Özgür Oktay Nar

Op. Dr. Özgür Oktay Nar, specialized in orthopedics and traumatology, is experienced in foot and ankle surgery, sports injuries and minimally invasive surgery. In his private practice, he offers personalized treatment plans to his patients and applies the most up-to-date treatment methods for a healthy and active life.

Last Posts

Articles You Might Be Interested In

Related Posts

Şok Dalga Tedavisi: Ağrının Modern Çözümü

Şok Dalga Tedavisi: Ağrının Modern Çözümü

Şok dalga tedavisi, günümüzde kas-iskelet sistemi kaynaklı ağrıların tedavisinde giderek daha fazla tercih edilen, modern ve cerrahi olmayan bir yöntemdir. Özellikle topuk dikeni, tenisçi dirseği, omuz kireçlenmeleri, bel ve boyun fıtıkları gibi yaygın rahatsızlıklar, hem genç hem de ileri yaş gruplarında ciddi yaşam kalitesi sorunlarına yol açmaktadır. Bu tür durumlar, bireylerin hareket kabiliyetini kısıtlamakta ve kronik ağrılar nedeniyle günlük yaşamlarını zorlaştırmaktadır.

Read More »
Edema Cream: An Effective Solution or a Waste of Time?

Ödem Kremi: Etkili Bir Çözüm Mü, Yoksa Zaman Kaybı Mı?

Ödem kremi, modern yaşam tarzının kaçınılmaz etkileriyle başa çıkmak isteyenler için pratik ve etkili bir destek sunar. Günümüzün yoğun iş temposu, dengesiz beslenme alışkanlıkları ve uzun süreli hareketsizlik gibi faktörler vardır. Bu faktörler, vücudun doğal dengesini bozarak belirli bölgelerde sıvı birikimine neden olur. Bu durum, özellikle ayak, diz ve eklem bölgelerinde sıkça rastlanan ödemin oluşumunu tetikler. Ödem, yalnızca geçici bir şişlik olarak görülmemelidir.

Read More »